top of page

Design Thinking, Design Sprint, Agile (Çeviklik) Farklılıklar Neler?


Farklı sektörlerden farklı ekiplerle çalışmalar yaparken şu sorular sıkça geliyor:

  • Design Sprint yaklaşımın Design Thinking yaklaşımından farkı nedir?

  • Neden Design Sprint (DS) Kullanıyoruz, neden Design Thinking (DT) kullanmıyoruz?

  • Ne zaman DS ne zaman DT kullanıyoruz?

  • Bunların Agile ile bağlantısı nedir?

  • Hangi yaklaşım en iyisi?

Karmaşık problemleri çözme ve dijital dönüşüm konularının konuşulduğunda Agile yaklaşım da bu konuşmanın arasına giriyor: “Ama biz zaten sprint yapıyoruz”. deniyor.


Günümüzde sık kullanılan bu yaklaşımların birbirinden farklılıklarını daha net anlamak, doğru probleme doğru araçla yaklaşabilmek önemli.


Maslow'un çok güzel ifade ettiği gibi "Eline çekiç alan her yeri çivi görür" Sahip olduğumuz düşünce sistemi ile her probleme aynı muameleyi gösteremeyiz.

Bu karşılaştırma “Tanımlar, Yapı, Kapsam, Zaman Çizelgesi” olarak 4 kategoriden oluşuyor.


Başlangıç:

Bu yaklaşımlar ortaya nasıl çıktı?

Design Thinking yaklaşımın kökleri 50'li ve 60'lı yıllara dayanır. Yeni yaratıcılık teknikleri ve tasarım yöntemleri geliştirildikçe, DT, karmaşık sorunları çözmek için yeni bir yaklaşım haline geldi. Stanford Üniversitesi'nde 80'li ve 90'lı yıllarda popülerleşti ve ardından IDEO onu iş dünyasına tanıttı. İş Dünyasında, Steve Jobs bu metodu en hızlı benimseyen ve öncülerinden oldu. DT ile amaç kişilerin kendi kreatif taraflarına güvenmesiydi. Herkes kreatif düşünebilir, doğru adımları atmasını öğrenmesi gerekliliğinden yola çıkıldı.


17 yazılım gurusu 2001 yılında bir araya gelip yazılım geliştirme üretkenliğini arttırmak amacıyla bir toplantı gerçekleştirdi. Bu çalışmanın sonunda Temel ilkeler ve değerlerin ilan edildiği Çevik Manifesto yayınlandı. Başlangıçta yazılım geliştirmeye yönelikti, bugün minimum kaynak israfıyla beklentileri karşılayan proje yönetimi/inovasyon çalışmaları için etkili bir yaklaşım haline geldi.


Design Sprint metodolojisi 2010 yılında Google tarafından geliştirildi. 2016 yılında Google Ventures'ta çalışan bir grup tasarımcı tarafından Design Sprint kitabı yayınlanınca popular hale geldi.


Tanımları:

Karşılaştırmaya başlamadan önce bu yaklaşımların genel tanımları şöyledir.

Design Thinking bir problem için hem doğru tanımlama hem de tanımlanan problemi çözmek için bir çerçeve sunar. Fırsatları keşfetmek, kullanıcılarla ya da müşterilerle empati kurarak sorunları çerçevelemek ve üretilen fikir ve prototiplerle bu problem tanımlarını yeniden düzenlemek, geliştirilen prototipi test ederek problemi çözmektir.


Çeviklik (Agile) doğal olarak bu adımları takip eder ve bize bu çözümleri verimli bir şekilde uygulama yolunu sunar. Oldukça basit bir şekilde, proje yönetimi çerçevesinde bunu sağlar.


Design Sprint, tamamen bir problem çözme yöntemidir. DS yaklaşımının işe yaraması için iyi tanımlanmış bir challenge (meydan okuma) ile başlanması gerekmektedir. DS’nin en büyük yanlış kullanım yeri, hangi problemin çözüleceğini tanımlamak veya karar vermek için bu yaklaşımı kullanmaya çalışmaktır.


Yapısı

Her bir yaklaşımda neler olduğunu ile ilgili çok fazla detaylı bilgi aktarmayacağım çünkü çok fazla bilgi var. Temel özellikler olarak vurgulanan kısımları sizlere aktaracağım.

Agile yaklaşımı, Scrum, Lean, Kanban, XP vb. olmak üzere farklı metodolojilerden gelir. Yaklaşımlar ne olursa olsun, Agile tamamen etkileşimli ve yinelemeli bir şekilde bir şeyler oluşturmak veya yürütmekle ilgilidir.


DT, beş aşamasından herhangi birinde kullanabileceğimiz çok sayıda araç ve yönteme sahiptir: Empati Kur, Tanımla, Fikir Oluştur, Prototip ve Test. Bu, onu iş inovasyonunun tüm yönlerine uygulanabilecek ilgi çekici ve çok yönlü bir çerçeve haline getirir. Ancak, sürece aşina değilseniz, başlamak korkutucu olabilir.


Design Sprint, neredeyse tam tersidir. Çok sayıda araç yerine, DS’de her aşama için özel alıştırmalar bulunur, bu da öğrenmeyi ve anlamayı kolaylaştırır.


Basitlik, görünüşte hızlı öğrenme eğrisi ve Tasarım Odaklı Düşüncesine benzer sonuçlar verme vaadi, son yıllarda yaygın olarak benimsenmesine yol açtı. Aralarındaki benzerlikler dikkate alındığında şaşılacak bir şey yok.

Hem Design Thinking hem de Design Sprint son derece işbirliğine yatkındır ve birlikte yakın çalışan çapraz işlevli ekipleri içerir. Bu işbirliği tarzı yaratıcılığı açığa çıkarır, fikirlerin gelişmesini sağlar ve ekipler, kavramları son kullanıcılar veya müşterilerle hızlı bir şekilde prototip haline getirebilir ve test edebilir.

Hızlı prototipleme dediğimiz şey budur; bu, pratik olarak anında geri bildirim almamıza ve işlerin neden işe yaradığını (veya çalışmadığını) ve hipotezleri doğrulamamızı (veya çürütmemize) anlamamızı sağlar. Sonuç ne olursa olsun, uygulama aşamasına nasıl geçileceğini bilecek kadar öğreniyoruz.


Agile de benzer şekilde işbirliğine dayanır ve bir şeyler oluşturmak için birlikte çalışan çapraz fonksiyonlu ekipleri içerir. Sürecin sonunda, işe yarayacağı ümidiyle kullanıcının önüne koyabileceğimiz bitmiş bir ürün, özellik veya teklif vardır. Ne yazık ki, çoğu zaman işe yaramıyor ve bunu ancak değerli zaman ve kaynaklara yatırım yaptıktan sonra öğreniyoruz.


Agile ile yürütmeyi taahhüt etmeden önce bir DS veya DT süreci yürüterek bu israfı önleyebilir ve projelerimizin risklerini azaltabiliriz.


Amaç

Bize göre, çerçeveler arasında ayrım yapmanın esas olduğu yer burasıdır.

Design Thinking, derin bağlam analizini, fırsat haritalamasını ve problem çerçevelemeyi kapsar. Aynı zamanda kapsamlı bir yöntem ve araç kütüphanesi içerir, bu da onu çok sayıda paydaş ve müşteri kitlesini içeren, kapsamlı, karmaşık zorlukların üstesinden gelmek için ideal bir çerçeve haline getirir.

Öte yandan, bir DS, sınırlı, hedeflenen kapsamı ve açıkça tanımlanmış sınırları olan sorunlar için en uygundur.


Perspektifle ifade etmek gerekirse, bir organizasyona bir inovasyon çerçevesi tanıtmak ve ölçeklendirmek isteseydik, yaklaşım seçimi DT projesi olurdu çünkü önce organizasyonun bugün nasıl çalıştığını anlamak dahil olmak üzere tüm bağlama bakmamız gerekir; paydaşlar kimlerdir; başlangıçtan teslimata kadar yeni ürünlerin nasıl geliştirildiği; müşteriler kimler, ihtiyaçları ve istekleri; ve bunları iş akışımıza nasıl dahil ettiğimiz.


Bunu yaparken, fırsatları haritalayabilir, iyileştirme alanlarını belirleyebilir ve sorunları ve zorlukları tanımlayabilir, ardından çözümleri düşünmek, prototiplemek ve ardından test etmek için bunları tek tek ele alabiliriz.


Aksine, Design Sprint tüm inovasyon sürecinin sadece bir kısmını ele alabilir, örneğin müşteri içgörülerini toplama ve kullanma şeklimizi iyileştirebilir.

Problemleri çözmek ve ihtiyacımız olan çözüm ve cevapları elde etmek için hem DT hem de DS kullanabiliriz. Yukarıdaki örneğe bakıldığında, DT "Nasıl yenilikçi bir organizasyon olabiliriz?" gibi bir soruya cevap verebilir. DS, "İnovasyon sürecimizde müşteri içgörülerinden nasıl daha iyi faydalanabiliriz?" sorusunu daha iyi ele alabilir.


Böylelikle daha geniş sorulara DT ile cevap verebiliriz. Buradaki diğer fark DT, gerçekten bunu yapacak donanıma sahip olmayan Design Sprintlerinin aksine, ilk etapta hangi sorunun sorulacağını belirlemeye yardımcı olabilmesidir.


Bu, Design Sprintlerinin en büyük tuzaklarından birine yol açar - yani, kimsenin sormadığı veya cevaplara ihtiyaç duymadığı soruları yanıtlamak.


Son olarak, yanıtlarımızı aldıktan sonra, bunları uygulamak ve hayata geçirmek için Agile Scrum yaklaşımı kullanabiliriz.


Zaman çizelgesi

Zaman, son boyuttur ama kesinlikle en az önemli olan değildir. Mantıksal olarak, DT daha geniş kapsamlı projeleri ele aldığından, Design Sprintlerinden (çok) daha fazla zaman alacaktır.

Ancak süreyi belirleyen sadece kapsam değildir.


Design Sprint, doğrusal bir süreçtir. Başladıktan sonra, önceden belirlenmiş bir dizi aktivite ve alıştırmayı birkaç gün içinde, tipik olarak üç ila beş gün arasında tamamlanır.


DT ise döngüsel bir süreçtir. Örneğin, fikirlerimizi geliştirip prototip oluşturma ve test etme yoluyla daha fazla şey öğrendikten sonra problem tanımına dönebilir ve diğer yönleri keşfedebiliriz.


Design Sprint, aciliyet duygusu olduğunda veya çözmek istediğimiz problem iyi ifade edildiğinde ve hızlı hareket etmemiz gerektiğinde en iyisidir. Başka bir benzetme kullanacak olursak, DT bir maraton, DS ise bir sprinttir.


Agile ne olacak? Sonuçta, "sprintler" teriminini icat eden Agile yaklaşımıydı. Basitçe ifade etmek gerekirse, her Çevik sprintin sonunda, ürünümüzün veya hizmetimizin çalışan bir incrementini almamız bir veya iki hafta - hatta altı haftaya kadar - sürebilir.


Dijitalleşme ve rekabetin arttığı bu dönemlerde bu yaklaşımların kullanımı yaygınlaştırmıştır. Bu yaklaşımlardan birini ya da ikisini tercih etmek yerine tüm yaklaşımları benimsemek ve doğru zamanda, doğru yerde bu yaklaşımları kullanmak en doğru tercihtir.


Yararlanılan Kaynak:

John Vetan, Design Sprints vs Design Thinking vs Agile, 2020

78 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commenti


bottom of page